Geceleri uykumda kendimi mi dişliyordum yani? Böyle bir hastalık var mı? Uyurgezerliğin bir türü mü bu? Yamyamlığın bir türü mü ya da? Yoksa ben mi icat ettim? Cinsel fantezi kurbanı olduğumu sanan doktora söyleseydim keşke, “İyi de doktor bey, ben yalnız yaşıyorum,” diye. Söyleyememiştim. Tutmuştum kendimi. Nedenini de gayet iyi biliyordum aslında: Kendi kendimi bilinçsizce ısırıyor olmam, en sapkın ilişkiye girmemden çok daha rahatsız ediciydi.
Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda… Boş bir belediye otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle giriyor söze… Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı çıkıyor karşımıza. Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek ve takıntılı bir adam bu…
Hakan Bıçakcı, akılcılığın maskesini çıkarttığı, her gecenin bir gündüzün içine aktığı şizoid ve polarize bir karanlığı resmediyor. İçinde ısırıkların, sararmış resimlerin, tekinsiz erkeklerin, alışveriş merkezlerinin, sanat galerilerinin, otel odalarının, markaların ve beyhude zaman usancının yaşadığı genç bir roman daha sunuyor bize…
© 2020 Storyside (Sesli Kitap): 9789180125871
© 2021 İletişim Yayınları (E-Kitap): 9789750514883
Yayın tarihi
Sesli Kitap: 30 Eylül 2020
E-Kitap: 18 Ağustos 2021
Etiketler
Geceleri uykumda kendimi mi dişliyordum yani? Böyle bir hastalık var mı? Uyurgezerliğin bir türü mü bu? Yamyamlığın bir türü mü ya da? Yoksa ben mi icat ettim? Cinsel fantezi kurbanı olduğumu sanan doktora söyleseydim keşke, “İyi de doktor bey, ben yalnız yaşıyorum,” diye. Söyleyememiştim. Tutmuştum kendimi. Nedenini de gayet iyi biliyordum aslında: Kendi kendimi bilinçsizce ısırıyor olmam, en sapkın ilişkiye girmemden çok daha rahatsız ediciydi.
Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda… Boş bir belediye otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle giriyor söze… Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı çıkıyor karşımıza. Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek ve takıntılı bir adam bu…
Hakan Bıçakcı, akılcılığın maskesini çıkarttığı, her gecenin bir gündüzün içine aktığı şizoid ve polarize bir karanlığı resmediyor. İçinde ısırıkların, sararmış resimlerin, tekinsiz erkeklerin, alışveriş merkezlerinin, sanat galerilerinin, otel odalarının, markaların ve beyhude zaman usancının yaşadığı genç bir roman daha sunuyor bize…
© 2020 Storyside (Sesli Kitap): 9789180125871
© 2021 İletişim Yayınları (E-Kitap): 9789750514883
Yayın tarihi
Sesli Kitap: 30 Eylül 2020
E-Kitap: 18 Ağustos 2021
Etiketler
Sesli kitapların büyülü dünyasına adım at.
42 yoruma göre
Kafa karıştırıcı
Sıkıcı
Sürükleyici
Puanlamak ve yorum yazmak için uygulamayı indir.
42 yorum içinden 3 yorum gösteriliyor
İlke
4 Ara 2023
Dünyanın tüm absürdlükleriyle dalga geçiyor bu adam ve o kadar haklı ki... Değeri pek bilinmeyen bir yazar bence Hakan Bıçakcı. Rüyaların içindesiniz ama her şey son derece gerçek. Hâliyle neyin gerçek olduğu konusunda yine muallaktayız. Bunun konuyla bir ilgisi yok gerçi. Baştan aşağı saçma bir dünyada yaşıyoruz zaten, rutin hayatlarımızın olması tam bir mucize. Severek okudum, tavsiye ederim. =)
Ahmetcan
6 Eki 2021
Yazarın aşırı eleştirel yazım şekli beni çok rahatsız etti. Modern yaşam eleştirileri fazla klişe kaçmış. Yine de sonunu merak ettiren ama vayyy demediğim bir kitap.
Gülfer
28 Mar 2024
Bu tarz kitapları sevmeyenler, distopik dünyayı ağır bulanlar kitabı sevmeyeceklerdir. Kitabın sonu Mark Ravenhill - Pool No Water tadı bıraktı bende. Yazarın kitaplarını okurken rüyalar, böcek ya da bulaşık eldiveni gibi şeyler görünce önce okuduğum kitaplarından da anlar geliyor aklıma.
Türkçe
Türkiye