Yunan edebiyatının tartışmasız en büyük yazarları arasında yer alan Nikos Kazancakis, Zorba adlı eseriyle dünya çapında giderek daha da büyüyen bir hayran kitlesi kazanıyor. Başkahramanının yaşamı üzerinden okurlarına ders niteliğinde fikirler sunan eser, Kazancakis’in en önemli yapıtı olarak değerlendiriliyor. Öyle ki yazarın kendisi de Zorba’yı “olgunluk dönemi eseri” olarak tanımlayarak, bu övgünün haksız olmadığını gözler önüne seriyor.

Zorba’daki olaylar, Yunanistan’da yaşayan isimsiz bir yazarın kaleminden anlatılıyor. Kömür işinde çalışmak ve kafa dinlemek için arkadaşı ile birlikte Girit’e gitme planı yapan yazar, arkadaşının son anda onu yüzüstü bırakması üzerine adada yalnız kalıyor. Ve çok geçmeden, burada yaşayan Aleksi Zorba adlı bir adamla karşılaşıyor. Zorba ile tanıştıktan sonra ise onu, ustabaşı olarak linyit madeninde çalışmak üzere yanına alıyor.

Kısa sürede iki iyi arkadaş olan yazar ve Zorba, bu dostluklarını giderek daha da pekiştiriyor. Zorba’nın yaşama dair sıra dışı ancak bir o kadar da etkileyici düşünceleri, bir süre sonra yazarı da etkisi altına almaya başlıyor. Girit’e gelme sebebi biraz da Budizm öğretisi hakkında derinleşmek olan yazar, Zorba ile sohbet ettikçe bu inancı sorgulamaya başlıyor. Zorba’ya göre zorluk ve yenilgilerle dolu olan bu hayatın sırrı, asla pes etmemekten geçiyor. Ve bu fikir, yazardan başlayarak Kazancakis’in müthiş anlatımıyla okurlarının yüreğine işliyor.