“Babam, tamı tamamına yirmi beş yıl sonra, bir elinde yıllanmış üç telli bağlaması, diğer elinde ahşap bavulu, kapımın önünde diz çökmüş, gece vakti aniden ortaya çıkmış mahcup bir konuk veya geçip giden zamandan borcunu mahsup etmeye gelmiş eski bir alacaklı gibi öylece beni bekliyordu.”
Evvela, baba-oğul hesaplaşmasına dair bir roman bu… Kırgınlığın, kızgınlığın, suçluluk duygusuyla, hayatından çıkartma arzusunun kopamamakla boğuştuğu bir hesaplaşma. Romanın kahramanı avukatın “Her oğul gibi, ne kadar direnirsem direneyim daha en başından babama karşı yeniktim” hissinin hep orada durduğu bir hesaplaşma.
Bir yandan da kırık bir aşk hikâyesinin bulutu dolanıyor babasıyla “meselesini” halletmeye çalışan adamın üzerinde… Yoksa, iki aşk hikâyesinin mi?
Roman, aynı zamanda bir yol hikâyesi… Hem, düz anlamıyla bir yol hikâyesi: Diyarbakır’dan Kars’a yolculuk ediyoruz. Uzun yolun menzilleri, konaklama tesisleri, aramalar, kontroller, ıssız taşra köşeleri… Memleket hastaneleri…
Ama bir yandan da hafıza içinde bir yolculuğun hikâyesini dinliyoruz. Zihnin kuytularına, bilincin dehlizlerine de uzanan bir yolculuk. Her konakta çırak ve hayranlarının adeta onu beklediği saz aşığı babanın müphem ilişkilerinin ve evvel hayatındaki kadınların sırrına doğru yolculuk… Asıl uzun yol, o işte…
Okurları, Kemal Varol’un önceki eserlerine de uğradığını sezecektir bu yolculuğun.
Aşıklar Bayramı içli bir türkü…
*2019 Dünya Kitap, Yılın Telif Kitabı Ödülü ve 5. Attilâ İlhan Roman Ödülü
© 2020 Storyside (Sesli Kitap): 9789152121740
Yayın tarihi
Sesli Kitap: 29 Haziran 2020
“Babam, tamı tamamına yirmi beş yıl sonra, bir elinde yıllanmış üç telli bağlaması, diğer elinde ahşap bavulu, kapımın önünde diz çökmüş, gece vakti aniden ortaya çıkmış mahcup bir konuk veya geçip giden zamandan borcunu mahsup etmeye gelmiş eski bir alacaklı gibi öylece beni bekliyordu.”
Evvela, baba-oğul hesaplaşmasına dair bir roman bu… Kırgınlığın, kızgınlığın, suçluluk duygusuyla, hayatından çıkartma arzusunun kopamamakla boğuştuğu bir hesaplaşma. Romanın kahramanı avukatın “Her oğul gibi, ne kadar direnirsem direneyim daha en başından babama karşı yeniktim” hissinin hep orada durduğu bir hesaplaşma.
Bir yandan da kırık bir aşk hikâyesinin bulutu dolanıyor babasıyla “meselesini” halletmeye çalışan adamın üzerinde… Yoksa, iki aşk hikâyesinin mi?
Roman, aynı zamanda bir yol hikâyesi… Hem, düz anlamıyla bir yol hikâyesi: Diyarbakır’dan Kars’a yolculuk ediyoruz. Uzun yolun menzilleri, konaklama tesisleri, aramalar, kontroller, ıssız taşra köşeleri… Memleket hastaneleri…
Ama bir yandan da hafıza içinde bir yolculuğun hikâyesini dinliyoruz. Zihnin kuytularına, bilincin dehlizlerine de uzanan bir yolculuk. Her konakta çırak ve hayranlarının adeta onu beklediği saz aşığı babanın müphem ilişkilerinin ve evvel hayatındaki kadınların sırrına doğru yolculuk… Asıl uzun yol, o işte…
Okurları, Kemal Varol’un önceki eserlerine de uğradığını sezecektir bu yolculuğun.
Aşıklar Bayramı içli bir türkü…
*2019 Dünya Kitap, Yılın Telif Kitabı Ödülü ve 5. Attilâ İlhan Roman Ödülü
© 2020 Storyside (Sesli Kitap): 9789152121740
Yayın tarihi
Sesli Kitap: 29 Haziran 2020
Sesli kitapların büyülü dünyasına adım at.
944 yoruma göre
Hüzünlü
Duygusal
Sürükleyici
Puanlamak ve yorum yazmak için uygulamayı indir.
944 yorum içinden 10 yorum gösteriliyor
Gülçin
16 Eyl 2020
Çok çok severek dinledim👌 Bu kadar sade bir dille duyguları böylesine şahlandırmak büyük maharet. Sevgili Deniz Yüce Başarır da bir yazar için büyük ikramiye gibi 😊Kitabı bir üst seviyeye taşıyor.
Su
14 Eyl 2021
Aşık baba ile oğlu Yusuf’un yol hikayesinde ağaç önemli bir imge. Baba ile oğul Karakoçan yolunda askeri bir konvoyun arkasında güçlükle yol alırlar. Yusuf “tuhaf ve yalnız” diye tanımladığı bir ağacı ansızın fark eder. Deneyimli baba “o ahlat ağacı, meyvesi yaban armudu”der. Ahlat ağacı susuzluğa direnebilir. Nuri Bilge Ceylan’ı anımsarız. Ahlat ağacı iki yetişkin olarak iletişim kurmaya başladıklarını imliyor romanda. Sonra meşeler görünür yol kenarında. Yağmuru seven, susuzluğa dayanamayan ağaçlar bunlar. Karşıtlık bu iki ağaç imgesiyle kurulur. Baba ile oğul geçmişi temizleyebilecekler mi? Derken babanın büyük olasılıkla altında bir aşk yaşadığı dut ağacı bir köyde ortaya çıkıverir. Dut ağacı susuz kalmayı da fazla suyu da sevmez. Dengede kalmak ister. Ahlat, meşe ve dut ağaçları bir üçgen oluşturur romanda.
Erdal
24 Ara 2020
"Ayrılık da ölüm gibi ayrılıdığın yaşta kalıyorsun..."
Ali
21 Ağu 2020
Böyle detaylar böyle akıcı, böyle içten anlatilsin! Bizden bir hikaye müthiş anlatım. Seslendirme ise kitap kadar harika ve içten. 5*+++
Selcuk
31 Ağu 2020
Belki de ilk defa bir Baba - oğul romani bitiriyorum bilmiyorum ama cok begendim.Yani surekli bir bogazda dugumle dinledim desem yanlis olmaz sanirim cok guzeldi
FERİDE
15 Ağu 2020
Film tadında okudum. Nedense bana sıklıkla Rainman’i hatırlattı. Filmi olsa çok güzel olurdu dediğim, babamı ve tüm babaları özleten harika bir kitaptı. Kendi yaşam öyküsü olduğunu düşünüyorum. Kemal Varol’un her iki kitabını da şiddetle tavsiye ederim. Deniz Hanım da harika seslendirmiş. Emeklerinize sağlık!
Canan
14 Kas 2020
Bitmesin diye dinlediğim, dinlemeye doyamadığım bir Kemal Varol kitabı daha. Çok çok derin ve çok güzel...
Elif
19 May 2021
Seslendirme başarılı fakat olay örgüsü oldukça basit ve tahmin edilebilir. Ayrıca edebî manada da bir tatmin yaratmadı.
Volkan
7 Tem 2021
Yoğunluğu bedende ve ruhta yaşatan bir eser olmuş. Tebrikler.
Pelin
6 Ağu 2020
Kemal Varol'un ilk olarak Haw kitabını okumuştum. Iyi ki sevgili Deniz Yüce Başarır'ın sesinden bu kitabını dinlemişim çünkü Haw'dan çok çok çok daha iyi bir kitap bu. Haw'a kansaydım, çok iyi bir yazarı kaçırmış olacaktım.
Türkçe
Türkiye