Felat
16 Nis 2020
Bir ilk roman olmasindan kaynakli nasil bir kitap olsun sorusunun saglikli bir sekilde cevaplanamadigini dusundugum bir eser olmus. Donem romani mi olayim, kadin hikayesi mi, otobiyografi mi olayim yoksa hepsi mi arasinda gidip gelen bir eser. Yazarin kitabin baslarinda kafasinin cok daginik oldugunu buna karsin sonlara dogru kurguya hakimiyet kazanip detaylardan arinarak ilerledigini soyleyebiliriz. Karakterlerin marjinallik acisindan birbirine cok benzedigini ve bu yonuyle hemhal olmada zorluk cikardigini da belirtmekte fayda goruyorum. Bazi kisimlarda, ozellikle depremle ilgili noktalarda, editoryal destege neredeyse hic basvurulmadigi ve konunun hem teknik detaydan uzak hem de cok sig islendigi kanaatindeyim. Fakat tum bunlara ragmen, diger kitaplarinda yazarliginin neye nasil evrildigini daha iyi anlayabilmek adina bu eserini okumaktan pismanlik duymadim. Seslendirmenin bu pisman olmayistaki katkisini da ayrica belirtmek isterim.